Graf Tabanlı Yapay Zeka Modeli Yeniliğin Geleceğini Haritalıyor


MIT’den Profesör Markus Buehler tarafından geliştirilen bir yapay zeka yöntemi, bilim ve sanat arasındaki gizli bağlantıları bulmak için graf tabanlı araçları kullanarak yeni materyaller öneriyor. Bu model, bilimsel kavramlar arasındaki karmaşık ilişkileri anlamak ve yeni keşifler yapmak için geliştirildi.

Yapay zeka, biyolojik doku ile Beethoven’ın “9. Senfonisi” gibi görünüşte alakasız iki yaratımı karşılaştırabilse nasıl olurdu? İlk bakışta, yaşayan bir sistem ile bir müzik şaheseri arasında bağlantı yokmuş gibi görünebilir. Ancak MIT’de mühendislik profesörü olan Markus J. Buehler tarafından geliştirilen yeni bir yapay zeka yöntemi, bu boşluğu kapatarak karmaşıklık ve düzen örüntülerini ortaya koyuyor.

Buehler, “Yapay zeka ile graf tabanlı hesaplama araçlarını birleştirerek, daha önce düşünülemeyen yeni fikirler ve tasarımlar ortaya çıkarıyoruz. Yapay zekaya henüz görülmemiş tasarımlar hakkında tahminlerde bulunmayı öğreterek bilimsel keşfi hızlandırabiliriz,” diyor.

Bu çalışmada, Buehler 1.000 bilimsel makaleyi analiz ederek bu bilgileri bir grafik şeklinde haritalandırdı. Ortaya çıkan grafik, farklı bilgi parçalarının nasıl bağlantılı olduğunu gösterdi ve birçok kavramı birbirine bağlayan anahtar noktaları keşfetti.

Buehler, “Grafik ölçeklenebilir bir yapıya sahip ve graf tabanlı akıl yürütme için etkili bir şekilde kullanılabiliyor. Bu yöntem, yapay zeka sistemlerine graf tabanlı verileri nasıl düşüneceklerini öğreterek, dünya temsili modelleri oluşturmalarına ve yeni fikirler keşfetmelerine yardımcı oluyor,” diyor.

Bu AI modeli, biyolojik materyaller ile Beethoven’ın 9. Senfonisi arasında beklenmedik benzerlikler buldu; her ikisi de karmaşık ancak düzenli örüntüler sergiliyor. “Nasıl ki biyolojik materyallerde hücreler karmaşık fakat düzenli bir şekilde etkileşim kurarak bir işlevi yerine getiriyorsa, Beethoven’ın senfonisi de benzer şekilde karmaşık ama uyumlu bir müzikal deneyim yaratıyor,” diye açıklıyor Buehler.

Başka bir deneyde, model, Wassily Kandinsky’nin “Kompozisyon VII” adlı soyut tablosundan ilhamla yeni bir biyolojik materyal yaratılmasını önerdi. Bu yeni mycelium tabanlı bileşik materyal, karmaşıklık, mekanik dayanıklılık ve uyarlanabilirlik gibi özellikleri bir araya getiriyor. Bu, sürdürülebilir yapı malzemelerinin yanı sıra biyolojik olarak çözünebilir alternatifler ve biyomedikal cihazlar gibi yeni uygulamalara yol açabilir.

Bu gelişmiş AI modeli sayesinde bilim insanları müzik, sanat ve teknolojiden içgörüler çıkararak, bu alanlardaki verileri analiz edebilir ve yeni materyal tasarımı, araştırmalar hatta müzik veya görsel sanatlarda gizli kalmış örüntüleri ortaya çıkarabilir.

Buehler, “Graf tabanlı jeneratif yapay zeka, yenilikçi bir çerçeve oluşturarak gizli bağlantıları ortaya koymada yüksek derecede özgünlük ve teknik detay sağlıyor,” diyor. “Bu çalışma, biyomimetik materyaller ve mekanik alanına katkıda bulunmakla kalmayıp, AI ve bilgi grafikleri ile güçlendirilmiş disiplinler arası araştırmaların bilimsel ve felsefi araştırmalarda araç haline gelebileceği bir geleceğe de işaret ediyor.”

Haber Kaynağı: Machine Learning: Science and Technology

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir